Ghost ve WordPress Kıyaslaması
Merhabalar, ben sitenin teknik yönünden sorumlu kişi, naxay. Bu yazımızda arzt’ın daveti üzerine bu sitede kullandığımız CMS Ghost ile WordPress’i kıyasladığım Twitter yazısını burada biraz daha genişleteceğim.
Ghost
Ghost, direkt olarak yazı yazmak isteyenler için her şey içinde bir paket gibi. SEO, hız optimizasyonu vb. işlerle uğraşmak istemiyor hemen hızlı şekilde yazmaya başlayayım üstüne bir de mail listem de olsun diyorsanız sizin için tam bir biçilmiş kaftan. Zira WordPress'te -yazı kısmı hariç- sitenizi hazır hale getirmek için eklenti kurup, ince ayar çekmeniz gerekiyor. Ghost’da ise bunlar siz anlamadan zaten halledilmiş oluyor. Çünkü tamamen yazı yazıp bunları belirli üyelerle veya herkesle paylaşmak için tasarlanmış bir platform. Özellikle SEO konusunu otomatik halletmesi yeni başlayan pek çok kişi için inanılmaz yararlı. Sosyal medya ön izlemeleri ve arama motoru sonuçları hemen otomatik gerçekleştiriliyor.
Tıpkı WordPress gibi pek çok servisle (Google Analytics, Mailgun vb.) entegrasyonu var. Fakat WordPress’in aksine bunlar direkt olarak ana yazılıma entegre ve çok iyi şekilde çalışıyor. Metin editörü Markdown ile uyumlu, WordPress’ten daha başarılı buldum kendisini. SVG yükleme desteğinin de olmasıyla benden bir artı aldı açıkçası. Son olarak bahsetmem gerekense Ghost’un WordPress’e kıyasla inanılmaz hızlı oluşu. WordPress’in yaklaşık 15-20sn’de tam manasıyla hazır hale geldiği sunucuda Ghost 2 sn gibi bir sürede tüm işini bitiriyor. Hatta sunucuda start verdiğimde kendi veri tabanı MySQL’den çok daha hızlı açıldığı için bağlanamayıp geri kapanıyor. Compose dosyamda sıralamalarını değiştirmek durumunda kaldım.
Dezavantajlarına gelirsek, self-hosted durumlarda sadece docker içine kurulum yapılabiliyor. Bu yüzden sadece VPS/VDS veya container çalıştıran hizmetlere kurulabiliyor kendisi. Kaldırması biraz zahmetli, containerlar hakkında biraz bilgili olmak gerekiyor. Daha çok kendi sitelerinde aylık ücret karşılığında kullanılan servise göre tasarlanmış. Hatta bundan dolayı kendi içinde WordPress gibi bir otomatik güncelleme mekanizması yok. Container’ın imajını elle tek tek yükseltmeniz gerekiyor. Watchtower veya podman auto-update gibi mekanizmalarla çözülebilse de sonuç olarak işletme bilgisi daha yüksek.
Görece yeni bir platform olduğundan dolayı Türkçe kaynak da bulmak neredeyse imkansıza yakın ve arayüzde Türkçe seçeneği yok. Ayrıca mobil uygulaması da yok.
WordPress
WordPress şu anda internette önemli bir yer kaplıyor, pek çok haber sitesi, blog ve mağaza WordPress kullanıyor. İnanılmaz bir ekosistemi ve plugin desteği var. Bu ekosisteme topluluklar ve Türkçe kaynaklar da dahil. 2013'te kullanmaya ilk başladığım zaman epey yalın, hızlı ve güzel bloglar, yazılar çıkartmak için biçilmiş kaftandı. 2020 yılında geri dönüş yaptığımdaysa herkesin daha çok WP'i ticaret yapmaya yönelik kullandığını gördüm. Doğal olarak iş ticarete binince her şey de paraya dönüyor. Kâr amacı gütmediğim için kendi sitemde ciddi bir ücretsiz plugin araştırması yaptığımı hatırlıyorum.
Kuruluma gelirsek, iki CMS de şu anda aynı sunucuda aynı anda container olarak çalışıyor. Aslında işin özünde iki CMS'nin de container ortamında kurulumu hemen hemen aynı. Tek yapmanız gereken düzgün bir docker-compose.yml dosyası yazmak.
WordPress'in sevmediğim/dezavantajlarına gelirsek, maalesef ki inanılmaz bir plugin bağımlılığı var. Bu hem WordPress’i güçlü kılan hem de aşağı çeken şey. Cache, SEO, otomatik karanlık mod gibi pek çok şeyi getirmek için siteye araştırıp pluginler eklemek gerekli. Özellikle kendi sitemin hız skorunu arttırabilmek için epey uğraşmıştım, en sonunda alttaki web server'ı openlitespeed ile değiştirmiştim ve bunu yapmak baya zor olmuştu çünkü dokümantasyon eski ve baya zayıf. Enterprise versiyonu satmak için kasıtlı yapıldığını düşünüyorum.
Üstelik ikiye bir Jetpack reklamı görmek inanılmaz can sıkıcı, yani nerdeyse admin panelin her sayfasında. Automattic’in bu şekil darlaması üzüyor açıkçası.
Editör olarak block editörü güzel fakat yazarken ağır ve yavaş hissettiriyor. Markdown formatında yazamamak kötü, yine de bunu kısmen Microsoft Word'ün klavye kısayollarını -çok kısıtlı derecede- destekleyerek az da olsa örtüyor. Bunun dışında galeri ve resim eklemeyi pek başarılı bulmadım açıkçası otomatik ayarladığı boyutlar genelde fazla büyük kalıyor ya da metinle resim dip dibe oluyor. Özellikle galeri koyduğunuzda hiç de güzel durmuyor. Bir de SVG kullanabilmek veya webp optimizasyonu için plugin gerekiyor
Mobil uygulaması (Jetpack) ise gayet başarılı. Tema konusuna değinmiyorum çünkü bu konuda WordPress uzun zamandır piyasada olduğundan çok daha başarılı.