Yeni bir "Vadi" doğuşu, Malezya
Daha önceleri Twitter'da yazdığım yazılarda Malezya'nın Penang şehrinin yeni bir "Singapur" olma yolunda hızla ilerlediğini ve ülkenin yüksek teknolojisinin merkez konumu haline gelmeye başladığını anlatmıştım.
Bunun öncülerinden biri olmak isteyen Oppstar, borsada ilk işlem gününde %286 değer kazanarak yatırımcının aslında ne kadar ilgili olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Şirketin kurucusu ve eski bir Intel çalışanı olan Ng Meng Thai, şirketin ilk kuruluşunda adete yatırımcıları kapı kapı gezdiklerini ve kendilerini anlatmaya, tanıtmaya çalıştıklarını söylüyor. Ancak günümüze bakıldığında Penang ofislerine düzenli olarak ABD, Avrupa ve Japonya'dan firmaların düzenli ziyaretlerini ağırlıyorlar.
Tabii Penang içinde yarı iletken üretimi ve bu konuyla alakalı olmak yeni bir şey değil. Uzun süredir yabancı şirketlerin yatırımlarına ve kümelenmesine şahit olan bir eyalet. 2014 yılında kurulan Oppstar, tasarım alanına odaklanmış ve 20nm altı transistör tasarımları ile bilinmekte. Hem halkın hem de yetkili makamların ilgisini çeken şirket, yetkililere "bu tür atılımların önemini" bir kez daha hatırlatmış konumda.
Oppstar'ın bir özel tasarım şirketi olması sebebiyle, muhtemelen herhangi bir sektörden herhangi bir ihtiyaç için yeterli tasarımları yapabilme avantajına sahip. Bu da şirketin sektörel olarak birden fazla alana hitap etmesini sağlıyor.
Malezya'nın yarı iletkenlerle tanışması 70'li yıllara dayansa bile rakipleri kadar gelişebilmiş ya da bir şampiyon şirket çıkaramamış durumda. Tasarım konusunda ABD'nin dominantlığı, Doğu Asya ülkerinin bu alanda olağandışı gelişimi ile göz ardı edilen bir konuma gelen Malezya yine de ABD'nin çip ihtalatının %20 gibi bir oranını karşılamaktadır.
Bilindiği şekilde eğer ABD gibi dominantlığın yoksa her zaman sektörde üretim harcamaları ve kazanımı daha fazla olmakta. Ancak çip üretiminin pahalılığı onu ulaşılması zor bir yarış alanı yapmakta. Bu sebeple Malezya Yarı İletken Birliği, yarı iletken tasarım alanını startuplar ve az bütçe ile çok şey yapabilemek isteyenler için bir fırsat kapısı olarak görüyor. Her ne kadar devasa şirketler olsa bile bu şirketlere ulaşamayan ve gereksinimleri olan onlarca şirket var pazarın içinde.
Bu devasa pazarın içinde küçüklere fırsat çıkmasının en büyük sebeplerinden biri ise ABD-Çin yarı iletken savaşı ve sonuçları oluyor. İhracat kontrolleri sonucunda büyük şirketlere yönelemeyen ya da gücü yetmeyen müşterileri alternatifler karşılıyor ve burada da kendi iç pazarlarını oluşturabilmiş oluyorlar. Tabii burada her şey pasparlak olamıyor çünkü büyük bir sorun burada da var. Malezya gibi ülkeler, büyük şirketler ve ekonomik açıdan zirvede olan ülkelerin sunabileceği mali avantajları sunamıyor ve bu da nitelikli iş gücünün kaybedilmesi ya da hiç bulunamamasına sebep oluyor. Bu sebeple kendi içinde eğitim ya da belirli alanlardan nitelik iş gücünün nasıl çekileceğinin araştırılması ve spesifik olarak çalışması gerektiğine işaret edilmiş oluyor.
Tabii sorunlar bununla bitmiyor, daha önce bahsetmiş olduğum sübvansiyon ve yatırım gücü olarak Malezyalı yerel yatırımcının yaptığı yatırım yabancı yatırımcının yanına bile yaklaşamıyor ve bu da önemli kümelenmelerin yerli değil, yabancı olmasına sebep oluyor. Sorunlarını ne kadar hızlı çözer ya da çözebilir mi bilmiyorum ancak Malezya'yı iyi ya da kötü yarı iletken alanında daha çok görüp, duyacağız.
InvestPenang'dan Loo Lee Lian'ın sözleri ile bitirmek gerekirse, "Orta gelir tuzağından çıkma arzumuz için değer zincirinde yukarı çıkmak zorundayız."